Milliyetçilik günümüzde sıklıkla vurgulanan, alanda yapılan çalışmalarda özellikle sürekli ifade edilen bir kavram olarak değerini korumaktadır. Kimileri “eski” bir kavram olarak etnik ve kimlik tartışmaları içinde ele alırken kimi düşünürler ise 19. Yüzyılın değişim ve dönüşümlerini hazırlayan koşullara bağlı olarak açıklama gayretleri ile eleştirel aklın süzgecinden yeniden ve yeniden geçirmek zorunda olduğumuz “milliyetçilik” veya “ulusçuluk” bu sayımızın genel temasını oluşturmaktadır. Sözleşme kuramlarından başladığı ifade edilmekle beraber toplulukçu kuramcılar tarafından da özel anlamlar yüklenerek tartışılan milliyetçilik kuramlarıdır. Bir yandan küreselleşme tartışmaları içinde ele alınırken diğer taraftan mikro milliyetçilik, göç ve göçmen krizi tartışmalarına kadar etkisini sürdürmektedir.
Egemenlik, bağımsızlık, özgürlük ve dahası adalet kuramlarına bile bir biçimde sızmış olan milli söylemler, ulus devletleri yönetenler tarafından devletin bekası için ayakta kalma stratejisi olabilirken, toplumun veya çoğunlukların katlanması gereken zorlukları yine ulusun kutsal değerleri olarak sunulması milliyetçilik tartışmalarına kutsal anlamlar da yüklenmesine neden olmaktadır. Bütün erk Tanrı’nındır düşüncesinin çözümlenmesine paralel olarak zaman zaman Carlton Hayes’in de yaptığı vurguya uygun biçimde, “Tanrı’nın yerini artık ulusun aldığı” bir dönem, laiklik ve sekülerizm tartışmalarının konusu olmaya devam etmiştir. Modern bir kavram olarak da sunulan milliyetçiliğin modernleşme ile olan ilişkisi ulusların rekabetine dayalı bir dünya sistemini insanlığa dayatmaktadır. Bu dayatma uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, sosyoloji literatürü içinde özgün bir yeri kapsamakla beraber kitle psikolojisi, siyaset sosyolojisi gibi çalışmalar birey davranışları ile grup içi davranışların farklılıklarını milli söylemlere de dayanarak ulusların tarihinden özgün örneklerle açıklamaya çalışmaktadır. Bir yandan milliyetçi temelde rekabet yaşanırken diğer taraftan bu rekabete dayalı olarak artan iklim krizi ve nüfus hareketlerine karşı uluslararası iş birliği mekanizmaları arayışı milliyetçilik kavramına farklı değerler yüklenmesine neden olmaktadır.
Milliyetçiliğin artan önemi, Dünya Savaşı ile artan kitlesel ölümler ve faşizm uygulamaları ve nihayet sarsılan şoven milliyetçilik uygulamaları ile bir an sendelemekle beraber yükselmeye devam etmiş, günümüzde milliyetçilik önemini artırmaya devam etmektedir. Savaş sonrası yaraların sarılması süreci ile başlayan milli söylemler, ulusal ekonomilerin geliştirilmesine dayalı politik vurgular ile demokrasi, sivil toplum, eşitlik tartışmalarında özel konumunu tekil ülke örneklerinde hâlâ yerini korumakta, tartışılmaktadır. Biz bu sayımızda milliyetçilik tartışmalarını nihayete erdirmek değil, “yeni” sorunlar temelinde okuyucumuzun ve araştırmacıların konuyu tartışmasını ve açılım getirmesini ümit etmekteyiz.
Bu sayının Lokal Editörlüğünü: Levent Ürer ve Hava Bakaç üstleniyor
Yazı Teslim Son Tarihi: 01-Haziran-2024

FelsefeLogos önceki tüm çalışmalarında olduğu gibi mükemnel bir il çıkartmış. Bu büyük emek saygıdeğer. Emeği geçen katkısı olan herkese teşekkür ederiz.