Tanzer Yakar’ın ardından

Dr. Tanzer Yakar
(Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi)
FElsefe Logos Yazı İşleri Müdürü
18 Temmuz 2021

Ömrümde ilk defa yazmakta zorlanıyorum. Aylardır erteliyorum. Yazmam gerektiğini düşündüğüm her an; ıslanan gözüm, hızla çarpan yüreğim, alamadığım nefes durduruyor beni. Yazmamı gerektiren olguyla baş edemiyorum. Kaç hoca bu acıyı yaşamıştır? Kaç hoca, en verimli çağlarındaki öğrencilerini kaybetmiştir?
Biliyorum, şimdi yazarken yüreğimin üzerinde müthiş bir baskı hissedeceğim, ezileceğim… Göz yaşlarım eşlik edecek kalemime ama yazmalıyım. Yazmalıyım bir doktora babasının sevgisiyle, bir felsefe hocasının büyük takdiriyle yazmalıyım. Önce Taner Yelkenci şimdi Tanzer Yakar… Evladım kadar sevdiklerim… Çocuklarını ailemden kabul ettiklerim…
Tanzer Yakar, çok özel bir felsefeci. Öğrencim, meslektaşım. Gururum… Tek bir anım yok ki Tanzer’e ilişkin, “işte burada saygı sınırını zorladı” diyebileyim. Bırakın saygı sınırını, nezaket sınırını zorladı diyeyim. Tek bir anım yok ki “işte burada ciddiyetten uzaklaştı” diyeyim. Sadece insan ilişkilerinde değil, araştırırken de hep büyük bir ciddiyetle yöneldi kafasındaki soruyu aydınlatmaya. Araştırdığı konu hakkında daha önceden söylenenleri okuyup bitirmeden, söyleyeceklerini bitmiş kabul etmedi.
İşte bu yüzden bitmeyen yazılar yazdı… Araştırmalarındaki derinlik, kendine ve o araştırmalarını okuyacak olanlara saygısının sonucuydu. Hiçbir çalışmasını, bir kariyer için gerekli puanı toplamak için yapmadı. Buna tenezzül etmedi. Sadece entelektüel serüveninin onu götürdüğü yerde çabaladı. Derin bilgisiyle hayranlık uyandırdı, bu derinliği görebilenlerde. Tanzer’e ilişkin tek bir anım yok ki derin ironisi karşısında gülmemiş olayım. Zekâsının bir başka yansıması ironisi. Ama hiç kimseyi ironisiyle
küçük düşürmedi Tanzer. İnsan ilişkilerindeki riyayı gördü, riyakârlar ile dost olmadı… Dost olduklarından yer yer ayrı da düşse, yüreğinin derinliklerinden silmedi onları hiçbir zaman…
Sınıfa girdiği ilk günden itibaren, genç yaşına rağmen, hoca öğrenci ilişkisini örnek bir şekilde kurdu. İyi öğrenciler yetiştirmeye verdi dikkatini. Bilgiyle kurduğu ciddi ilişkiyi, öğrencilerine de taşıdı. Laubaliliğe izin vermedi ama böbürlenen bir kişilikle de çıkmadı öğrencinin karşısına. Bilgi fışkırtıp, hayranlık uyandırma tuzağına hiçbir zaman düşmedi. Hoca öğrenci ilişkisini, tam da hoca öğrenci ilişkisi olarak kurdu. Eminim çok iyi felsefeciler yetiştirecekti. Öğrencileri için de yeri doldurulamaz bir kayıp oldu Tanzer Hoca…
Felsefelogos’a davet ettiğim ilk günden itibaren, sadık bir unsuru oldu derginin. Kendisinden istenen hiçbir göreve hayır demedi. Yazarı, çevirmeni, yeri gerdiğince paketçisi ve sonunda yazı işleri müdürü… Felsefe yapmak için yayın faaliyetinin öneminden hiç tereddüt etmedi.
Israrım üzerine ekranlarda da konuştu. Yakıştı da ekranlara. Daha nice tartışama programlarına katılarak, daha geniş kitlelere konuşacaktı. Eminim insanların felsefeye sevgisini ve merakını arttıracaktı.

Tanzer Yakar’ın ölümü yeri doldurulamayacak bir boşluk bıraktı. Bu sadece bizim duyduğumuz bir boşluk değil, Türkiye akademisini, felsefe dünyasını aşan bir kayıp Tanzer. Entelektüel dünyamız en parlak entelektüellerinden birini kaybetti… Ölümüyle oluşan boşluğun dolmayacağı gibi, açtığı acı da kolay geçmeyecek…
Ömrüm boyunca gözümün önünden gitmeyecek bir sahne oldu kızı Elif. Kabarmış toprağın başından tek tek çekilirken insanlar, bir serçe kuşunun kanat sessizliğiyle yanımdan süzülüp, kanatlarının arasına alarak başını, çöküşü babasının baş ucuna. Babasız kalmış bir serçe kuşu…

Sinan Özbek

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir